ads

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ KONU ANLATIMI,İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ DERS NOTLARI, İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ, İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI,

A. Koşuk
Sığır denen kutsal av törenlerinde ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde, kazanılan zaferlerin kutlamalarında söylenen aşk, kahramanlık ve doğa konulu lirik, epik ve pastoral şiirlerdir.

Koşuklarla ilgili elimizde bulunan en eski örnekler, Kaşgarlı Mahmut'un 11. yüzyılda yazdığı Divan ü Lügati't Türk adlı eserde yer almıştır.
Hece ölçüsüyle yazılan ve nazım birimi dörtlük olan koşuk; kopuz eşliğinde, belli bir ezgiyle söylenen bu şiirlerde genellikle yarım uyak kullanılmış ve konu olarak bahar, aşk, tabiat eğlence gibi konular seçilmiştir.
ÖRNEK
Öpkem kelip ogradım
Arslanlayu kökredim
Alplar başın togradım
Emdi meni kim tutar


Kanı akıp yoşuldu
Kabı kamug deşildi
Ölüg birle koşuldu
Togmuş küni uş batar

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Öfkelenip dışarı çıktım Arslan gibi kükredim Yiğitler başını doğradım Şimdi beni kim tutabilir.

Kanı akıp boşandı Derisi baştan başa deşildi Ölülerle bir oldu Doğan güneş işte batıyo


B. Sagu
"Yuğ" denilen cenaze törenlerinde, kopuz eşliğinde söylenen lirik şiirlerdir. 
Ölen kişinin iyi yönlerini, kahramanlıklarını öven, ölen kişinin ardından duyulan üzüntüyü anlatan yas (matem) şiirleridir.
Sagular eski Türklerde önemli bir yere sahiptir. 
Sagu, biçim yönünden koşuk'a benzer. Belli bir ezgiyle, dörtlükler halinde ve hece ölçüsüyle söylenir.

BILGI:
Türk halk şiirindeki "ağıt"lar ve Türk divan şiirindeki "mersiye"ler içerik yönünden "sagular"a benzer.

örnek
Er Tunga öldi mü?
Isız ajun kaldı mu?
Ödlek öçin aldı mu?
Emdi yürek yırtılur.

Begler atın urgurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi yüzi sargarup.
Korkum angar türtülür

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Alp Er Tunga Sagusu
Alp Er Tunga öldü mü?
Kötü dünya kaldı mı?
Felek öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır.


Beyler atlarını yorup
Kaygıdan çaresiz durup
Beti benzi sararıp
Sarı safrana döndüler.

C. Sav
Savlar, günümüzdeki adıyla atasözleri, Türk ulusunun uzun geçmişi boyunca biriktirdiği yaşam deneyimlerini içeren özlü sözlerdir.
Dünyadaki bütün uluslarda görülen, kimi benzerlikler de taşıyan atasözleri, geçmişteki kuşakların yüzyıllar boyunca edindiği görgüyü, deneyimleri gelecek kuşaklara aktaran birer kalıt olarak düşünebilir.

Savların büyük bir bölümü şiirin ahenk ögelerinden, ölçü ve uyaktan yararlanılarak söylenmiştir. Türklerin saptanmış en eski savları Kaşgarlı Mahmut'un Divan ü Lügati't Türk adlı yapıtındadır.


ÖRNEK
1. Arpasuz at aşumas, arkasız alp çerig sıyumos.
Arpasız at koş(a)maz, arkasız yiğit orduyu boz(a)maz.

2. Alplar birle uruşma, begler birle turuşma.
Yiğitlerle vuruşma, beylere karşı gelme.

3. Aç ne yimes, tok ne times.
Aç ne yemez, tok ne demez.

4. Subuzganda ev bolmas, topuzganda av bolmas.
Mezarlıkta ev olmaz, gevşek toprakta av olmaz.

5. Köp sögütke kuş konar, körüklüg kişike söz kelir.
Gür söğüt dalına kuş konar, güzel kişiye söz gelir.

6. Tay atatsa at tınur, ogul eredse ata tınur.
Tay yetişince at dinlenir, oğul yetişince baba dinlenir.

7. Kanıg kan birle yumas.
Kanı kanla yıkamazlar.

8. Koş kılıç kınga sıgmas.
Çift kılıç, kına sığmaz.

9. Yılan kendi egrisin bilmes, teve boynun egri tir.
Yılan kendi eğriliğini bilmez, deveye boynun eğri der.

10. Ermegüge bulıt yük bolur.
Üşenene bulut yük olur.


Post a Comment

Daha yeni Daha eski

Subscribe Us

INNER POST ADS