ads

DİVAN EDEBİYATI NAZIM DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ, DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ KONU ANLATIMI, DİVAN EDEBİYATI NAZIM DERS NOTLARI,

1. Nazım Birimi Beyit Olanlar
a) Gazel: Divan şiirinde aşk, kadın, şarap konularında yazılan lirik şiirlere gazel denir. Nazım birimi beyit, birim sayısı 5-15 arasındadır. Kafiye örgüsü (aa, ba,ca,da…) şeklindedir. Gazelin ilk beytine “matla” son beytine “makta”, en güzel beytine “beytül gazel” denir. Gazelin son beytinde şairin mahlası geçer. Aralarında konu birliği bulunan gazellere “yek ahenk”, her beyti aynı güzellikte olan gazellere "yek avaz" gazel denir.
Mahlas genellikle makta beyitte (son beyitte) yer alır. Bazı gazellerde iç kafiyeye yer verilir. Dize ortaları uyaklı olan, ortadan ikiye bölünüp dörtlük yapılabilecek şekilde yazılan gazellere musammat gazel denir.

b) Kaside: Divan şiirinde din ve devlet büyüklerini övmek için yazılmış şiirlerdir. Nazım birimi beyit,
birim sayısı 33-99 arasındadır. Aruz ölçüsüyle yazılır. Kafiye şeması gazel gibidir: aa- ba- ca- da-ea...
Kasidenin ilk beytine "matla", son beytine "makta", en güzel beytine "beytü’l-kasîd", şairin mahlasının geçtiği beyte "taç beyit" adı verilir.
Kasidenin bölümleri şunlardır:
1) Nesib ya da Teşbib: Kasidenin giriş bölümüdür. 15-20 beyit kadar olan bu bölümde, konuyla
ilgisi olmayan durumların (bahar, kış, ramazan vb.) tasvirleri yapılır.
2) Girizgâh: Kasidenin, nesib bölümünden asıl bölüm olan methiye bölümüne geçerken söylenen
beyit ya da beyitlerden oluşan bölümdür. Bu bölüm iki bölümü birleştiren basamak görevindedir.
3) Methiye: Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür. Kasidenin asıl bölümüdür. Beyit sayısı
sunulan kişiye ve şaire göre değişir.
4) Tegazzül: Gazel söyleme anlamına gelir. Kasidede, kaside ile aynı ölçü ve uyakta bir gazel söylenmesidir.
Bu bölümün her kasidede bulunması zorunlu değildir.
5) Fahriye: Kasidede şairin kendisini, sanatını övdüğü bölümdür
6) Dua: Kasidenin son bölümüdür. Bu bölümde övülen kişi ile ilgili iyi dileklerde bulunulur, dua edilir.

c) Mesnevi: Divan şiirinde bugünkü roman ve öykünün yerini tutan türdür. Nazım birimi beyit, birim
sayısı sınırsızdır. Her beyit kendi içinde uyaklıdır(aa, bb, cc, dd…) ve beyitler aruzun kısa kalıplarıyla
yazılır. Bu nazım şeklinde aşk, savaş, kahramanlık, tasavvuf gibi konular işlenir.

d) Kıt’a: Kelime anlamı “parça bölük”tür. En az iki beyitten oluşur. Matla ve makta beyti olmayan
gazel gibidir. İşlediği konular hayat görüşü, nükte, hikmet, yergi vb. dir. Kıt’alar mahlassız şiirlerdir.

e) Müstezat: Gazelden türetilen bir türdür. Müstezat, çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir;
bir edebiyat terimi olarak ise gazelden türemiş, her dizesine bir küçük dize eklenmiş, belli vezinlerde
yazılmış Divan edebiyatı nazım biçiminin adıdır. Müstezat gazelin her dizesine kısa bir dize eklenmesiyle
oluşur ancak bu kısa dizeler “ziyade” adını alır yani “dize” kabul edilmez.
Örnek: “Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figanın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğimin tîg-i zebânın
Tesîr-i lisânın”
İzzet Molla
Müstezat zamanla değişikliğe uğramıştır. Servetifünun Dönemi'nde serbest müstezat adını almıştır.
Aruz veya hece kalıbıyla herhangi bir düzene bağlı kalmadan yazılmıştır. Kafiye örgüsü şairin isteğine göre şekillenmiştir. Serbest müstezatla nazım nesre yaklaştırılmıştır. Serbest müstezat serbest şiire geçişte önemli bir basamak olmuştur. Serbest müstezatın en başarılı örneklerini Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Ahmet Haşim vermiştir.

2. Dörtlükten Oluşanlar
a) Rubai: Divan edebiyatına İran edebiyatından geçmiş, tek dörtlükten oluşan nazım şeklidir. Uyak
düzeni (aaxa) şeklindedir. Belli bir hayat görüşü, felsefi görüş, ölüm vb. konularda yazılır. Halk edebiyatındaki maniye benzer. Bu nazım şekli az sözle derin anlamları ifade etme becerisi ister. Bu türün şüphesiz en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.

b) Tuyuğ: Tuyuğun kelime anlamı “kapalı, gizli, imalı, cinaslı söz” demektir. Belli bir hayat görüşü,
felsefi görüş, ölüm vb. konularda yazılır. Tuyuğ, Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
Kaynağı halk edebiyatındaki manilerdir. Tek dörtlükten oluşan tuyuğun kafiye düzeni (aaxa) şeklindedir
fakat kafiye düzeni (aaaa) olanlar da vardır. Tuyuğlar rubai ve maniden farklı olarak aruzun sadece “fâilâtün,
fâilâtün, fâilün” vezniyle yazılır. Bu nazım şeklinin bir başka özelliği kafiyelerin cinaslı kelimelerden seçilmesidir.
Türk edebiyatında ilk tuyuğlar Kadı Burhanettin ve Seyyid Nesimi tarafından yazılmıştır.

c) Şarkı: Divan şiirine Türklerin kazandırdığı bu nazım şekli bestelenmek
için yazılmıştır. Şarkı halk edebiyatındaki türkü ve koşmadan esinlenerek oluşturulmuş
nazım şeklidir. Dörtlüklerle yazılan bu nazım şeklinin bentlerle yazılan
şekilleri de vardır. Bent sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Bestelenmek için yazıldığından
bent sayısı fazla değildir. Şarkıların konusu genellikle “aşk, sevgili, eğlence,
içki” gibi din dışı konulardır. Şarkıda her bendin üçüncü mısrasına miyan
(orta) ya da miyanhane; sonda tekrarlanan mısraya da nakarat denir. Şarkının
kafiye düzeni (aaaA, bbbA...) şeklindedir. Bu türün şüphesiz en büyük şairi Lale
Devri şairi Nedim’dir. Şeyh Galip, Enderunlu Fazıl, Leyla Hanım, Şeref Hanım bu
türün gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

d) Murabba: Dörtlüklerden oluşan nazım şeklidir. Bent sayısı 4-7 arasındadır. Kafiye düzeni (aaaa,
bbba, ccca…) şeklindedir. Murabbalar övgü, yergi, dinî ve öğretici konularla manzum mektuplarda tercih
edilen bir türdür. Türk edebiyatında Yahya Bey ve Hayretî bu türü en çok kullanan şairler olmuştur.

e) Terbi: “Dörtleme, dörtlü duruma getirme” anlamına gelir. Bir gazelin beyitlerinin üzerine, başka
bir şair tarafından, aynı ölçü ve uyakta ikişer dize eklenerek oluşturulan murabbalardır. Kafiye şeması
(uyak düzeni) aaaa, bbba, ccca, ddda... şeklindedir.

3. Bentlerden Oluşan Musammatlar
a) Muhammes: Muhammesin kelime anlamı “beşli” demektir. Divan şiirinde beş mısralık bentlerden
oluşan nazım şeklidir. Bent sayısı 4-7 arasında değişmektedir. Muhammesler her konuda yazılabilir.

b) Terkib-i Bent: Her bendindeki beyit sayısı genellikle 6 ile 10 arasında olan ve en az üç bentten
meydana gelen bir nazım biçiminin adıdır. Terkip-i bentlerde her bende terkiphane; bentleri birleştiren
beyitlere ise vasıta denir. Terkip-i bentlerde her bendi vasıta beyti dışında kaside ve gazel gibi kafiyelidir.
Vasıta beyti ise hem ait olduğu bentten hem de diğer bencilerden ve bencilerin vasıta beyitlerinden
bağımsız olarak kendi içinde kafiyelidir.
Toplumun bozuk yönleri, felsefi görüşler, Allah’ın varlığı ve kudreti, kâinatın sonsuzluğu, insanın
bu kudret ve sonsuzluk karşısındaki durumu ve hayattaki zıtlıklar gibi konularda yazılmıştır. Türk edebiyatında
en ünlü terkip-i bent, Bağdatlı Ruhi’nin manzumesidir. Ruhi’nin bu terkip-i bendi çok beğenilmiş;
birçok şair tarafından da nazire yazılmıştır.

c) Terci-i Bent: Terci kelimesi “tekrar etme, döndürme” anlamına gelmektedir. Her yönüyle Terkib-
i bende benzer, ondan farkı bent ya da hane sonlarında tekrar edilen vasıta beytinin mısra sonlarında
değişmeyip aynen tekrar edilmesidir.

d) Tahmis: Bir gazelin her beytinin başına başka bir şair tarafından aynı vezin ve uygun kafiye ile
üçer dize eklenmesiyle yapılan nazım şeklidir. Kelime anlamı beşleme demektir.

e) Taştir: Bir gazelin her beytinin arasına aynı vezin ve kafiyede mısra eklenerek oluşturulan nazım
şeklidir. Taştir nazım şekli divan edebiyatında pek kullanılmamıştır.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski

Subscribe Us

INNER POST ADS