12. Sınıf Edebiyat Sorumluluk Sınavı Çalışma Soruları
12.SINIF EDEBİYAT SORUMLULUK SINAVI ÇALIŞMA
KAĞIDI,12. Sınıf Edebiyat Sorumluluk Sınavı Çalışma Soruları,ÇALIŞMA KAĞITLARI,SORUMLULUK SINAVLARI,
onedebiyat.net'in değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
derskonum.com ailesi olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 12. Sınıf Edebiyat Sorumluluk Sınavı Çalışma Soruları üzerine bir paylaşım yazacağız.
Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.
İyi çalışmalar..
destek olmak için lütfen paylaşınız
12. SINIF SORUMLULUK SINAVI ÇALIŞMA KAĞIDI
1. Halk
edebiyatımız, insanının çeşitli ruh hâllerini dile getiren zengin şiirlerle
doludur.
“Ellerin mektubu gelmiş okunur,
Benim yüreğime hançer sokulur.”
…
“Bu ellerin taşı hiç bana değmez,
İlle dostun gülü yaralar beni.”
Bu konuyla ilgili daha pek çok örnek
sıralanabilir. “Anasının bir tanesini hor görmesinler.” gibi basit görünen bir
dize bile, yabancı yere gelin gidecek bir genç kızın kaygılı hâlini ne güzel
dile getirmektedir.
Yukarıdaki
metinde edebiyatın hangi bilim dalı ile ilişkisine değinilmiştir? Açıklayınız.
Bu metinde edebiyatın psikoloji ile olan bağlantısını görmekteyiz. Edebi
eserler, psikolojik tahlilleri içerisinde barındırabilir. Özellikle bazı edebi
eserlerde kahramanlar psikolojik alt yapısı ile okuyucuya sunulur. Örneğin
Peyami Safa’nın 9.Hariciye Koğuşu adlı eserinde ana karakter, psikolojik
tahlilleri ile okuyucuya sunulmuş ve
olayların önüne geçmiştir. Yine Türk
Edebiyatı’nda Saf Şiir ve II.Yeni şiirinde şairler, psikolojik öğelere önem
vermiştir. Yukarıda da halk türkülerinde ve şiirlerinde toplumun psikolojiyi
edebi bir kılıfa büründürerek dile getirmesini görmekteyiz.
2. Öz: Kendi, nefs
Körklüg tonug özünge
Tatlıg aşıg adhınka
Tutgıl konuk agırlıg
Yadhsun çavıng budhunka
(İyi elbiseyi kendine, tatlı aşı başkasına…
Konuğu ağırla, ününü herkese yaysın.)
Yukarıdaki metin Geçiş Dönemi eserlerinden hangisine ait olabilir? Bu
eserin önemli özelliklerinden beş madde yazınız.
Divan-ı Lügati’t Türk adlı eserden
alınmıştır. Bu eser:
* Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Ebul Kasım Abdullah'a
sunulmuştur.
*Türkçenin ilk sözlüğü ve dilbilgisi
kitabıdır.
*7500 Türkçe kelimenin Arapça karşılığı
verilmiştir. *Türk dilini Araplara
öğretmek amacıyla ve Arapça olarak yazılmıştır.
*Yazar Türkçe kelimelerin karşılıklarını göstermiş ve bunu halk dilinden
derlediği örneklerle açıklamıştır. Eserin asıl önemi, bu derleme metinlerden
ileri gelmektedir.
*Karahanlıca olarak kaleme alınmıştır.
3. Türkçe zengin sözlük çalışmalarına
sahiptir. Kaşgarlı Mahmut’un Araplara Türkçeyi öğretmek
için yazdığı Divan-ı Lügati’t Türk adlı
eseri, Ali Şir Nevai’nin Türkçenin
Farsçadan üstünlüğünü dile getirmek için yazdığı Muhakemet-ül Lugateyn, Zamahşeri tarafından Arapça öğrenmek isteyen
Hârizmşahlar Devleti Hükümdarı Atsız b. Muhammed için kaleme aldığı Mukaddimetü’l Edeb , Şemsetttin Sami
tarafından yazılan Kamus-ı Türki, Ahmet Vefik
Paşa tarafından yazılan Lehçe-i Osmani bunlara örnektir.
Yukarıdaki boşlukları uygun şekilde
doldurunuz.
4. ACI YAĞMUR
Bir zamandır ablam,
annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu.
Ben pek üzerinde durmadım.
Evet, ablam da haklı.
Yaşlı bir kadınla her gün
aynı evde olmak kolay değil.
Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara.
Biraz kaynattık işte, eskilerden filan…
Artık kalktım gidiyorum,
elini öptüm annemin.
“Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir…” dedi.
İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı.
Ablamın yüzüne bakmadan
kaçarcasına çıktım evden.
Yağmura sığındım dışarıda.
annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu.
Ben pek üzerinde durmadım.
Evet, ablam da haklı.
Yaşlı bir kadınla her gün
aynı evde olmak kolay değil.
Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara.
Biraz kaynattık işte, eskilerden filan…
Artık kalktım gidiyorum,
elini öptüm annemin.
“Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir…” dedi.
İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı.
Ablamın yüzüne bakmadan
kaçarcasına çıktım evden.
Yağmura sığındım dışarıda.
Necati TOSUNER, Yakamoz
Avına Çıkmak
Yukarıdaki
hikaye içerik ve anlatım tarzına bakıldığında hangi tür hikayeye örnek
olabilir? Bu tarz hikayelerin dört önemli özelliğini belirtiniz.
Küçürek hikayeye örnektir. Bu tarz
hikayelerde
*En fazla 750 kelime sınırı vardır.
* Serim,düğüm,çözüm bölümüne uyulmaz.
*Yoğun ve sezgisel bir anlatımı vardır.
*Kelimelerin sezgisel anlamlarından
faydalanılır.
*Şiirsel bir anlatımı vardır.
5. *Çukurova ile
özdeşleşen yazar, Sarı Sıcak adlı tek hikaye kitabında yer verdiği hikayelerle
toplumcu gerçekçi bir çizgiyi izlemiştir. ...................Yaşar KEMAL..................
*Kara
mizahı eserlerinin odağına oturtmuştur. Toplumun aksayan yönlerini,bürokrasinin
yol açtığı aksaklıkları dile getirmiştir. Fil Hamdi, Memurlar Memurlar, Bir
Koltuk Nasıl Devrilir gibi hikayeleri ile çok ses getirmiştir. .......AZİZ
NESİN........
*Buzul
Çağının Virüsü adlı romanı ile tanınan yazarın hikayelerinde ölüm teması çokça
işlenmiştir. Onun hikayeleri çok katmanlılık özelliği taşımakla birlikte
yalnızlıktan beslenmiştir. Mızıkalı Yürüyüş en çok bilinen hikayesidir......VÜSAT
O.BENER.........
*
O, aydın kesimin içindeki yalnızı dile getirmiştir. O adlı romanı Hakkari’de
Bir Mevsim olarak filme çekilince dikkatleri üzerine çekmiştir. Kısa ve şiirsel
cümleleriyle minimal hikayenin de en önemli temsilcilerinden olmuştur. Eylül’ün
Gölgesinde Bir Yazdı adlı hikayesi toplumun alt katmanlarındaki insanları bir
aşk hikayesi içinde inceler. .............FERİT EDGÜ...........
*
Köy Enstitülü bir yazar olarak Anadolu’yu çok iyi gözlemlemiştir. Anadolu’yu
sorunlarıyla ele alan yazar, bürokrasiyi, nüfuz sahibi kişilerin köylüyü
ezmesi, Amerikan fikriyatının Anadolu’da uygulanmasını eleştirmiştir.Kaplumbağalar,
Amerikan Sargısı, Yılanların Öcü romanları ön plana çıkmıştır. Efendilik
Savaşı, Çilli gibi hikayeleri de bu temalardadır. .............Fakir Baykurt...........
İBRAHİM
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim?
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim?
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim?
ASAF
HALET ÇELEBİ
6. Yukarıdaki
şiirle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a) Yukarıdaki
şiir, şairi ve şiirin içeriği göz önünde bulundurulduğunda Cumhuriyet Dönemi’nde
hangi şiir akımı doğrultusunda yazılmış olabilir? Bu akımın öne çıkan beş
önemli özelliğini yazınız.
Saf şiir akımı doğrultusunda yazılmış
olabilir. Bu şiirlerde:
*Anlamsal kapalılık ve sezgisellik çok
önemlidir.
* İmgesel yoğunluk çok fazladır. Yeni imgeler
kullanılır.
*İdeolojik yansımalar şiirde görülmez.
*Müzikalite ve biçimsel kaygılar
önemsenir.
* Rüya,çocukluk,bilinçaltı gibi temalara
sıkça değinilir.
b) Şiir hangi edebi akım doğrultusunda
yazılmıştır? Bu edebi akımın şiire nasıl bir katkısı olmuştur?
Şiir sembolizm edebi akımı ile
yazılmıştır. Bu akımda dış dünya sembollerle anlatılır. Bu şiirde de “içindeki
putları devir” , “buzdan ev” “buhtunnasır” gibi alışılmadık bağdaştırmalar
birer semboldür.
Sembolist şiirlerde bir şey anlatmak
değil hissettirmek önemlidir. Bu şiirde de hissedilmek için yazılmıştır.
Sembolizmde anlamsal kapalılık önemlidir.
Bu şiirde de anlamsal kapalılık söz konusudur.
Sembolistlerin çok sık yöneldiği serbest
nazım türü bu şiirde de kendini korumaktadır.
c) Şiirde
yaygın olarak kullanılan söz sanatlarını belirleyiniz.
İbrahim ve Buhtunnasır kavramları ile
hatırlatma sanatı olan telmih yapılmıştır. Sorular aracılığı ile istifham
yapılmıştır. Güneş ve buz kavramları aynı dizede kullanılarak anlamsal tezat
yapılmıştır.
7. Hasta
öküzlerin
yaşlı gözlerinde dinledik
taşlı tarlaların sesini.
Gördük ki vermiyor
toprak altın başaklı nefesini
kara sabanlara! …
Artık hepinizin kafasına
Şu
daaaaaank
desin:
Köylünün toprağa hasreti var,
toprağın hasreti makinalar!
Nazım Hikmet
Yukarıdaki
şiir hangi edebi akımın etkisinde yazılmış olabilir? Bu edebi akımın öne çıkan
özelliklerinden dördünü yazınız.
Fütürizm etkisi ile yazılmıştır. Bu edebi
akıma göre:
- Edebiyatın durgunluktan ve uyuşukluktan kurtulması gerektiğine inanan futüristler, savaş, kavga gibi saldırgan hareketleri içeren konuları ele alırlar.
- Evrenin hareketi ve canlılığı, resimde dinamik bir duyurma hâlinde verilmelidir.
- Hızın, süratin güzelliği vurgulanarak uçaklara, arabalara, trenlere övgüler yağdırılır.
- Eserlerinde mantıklı cümleler kurmayı reddeden fütüristlerin parolası, “sözcüklere özgürlük”tür.
- Şiirde geleneksel kurallar terk edilir. Ölçü ve uyaktan vazgeçilir, şiir yazarken özgürce davranılır. Bu yüzden fütürizmde serbest tarzda yazılan şiirler ön plana çıkar.
- Fütüristlere göre sanat tarihçileri faydasız, hatta zararlıdır; onlara aldırmamak gerekir.
8. ALİŞ’İM
Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zilelinin gitti ayakları,
Yazıldı onun da raporu:
"ihmalden!"
Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu...
Hadi köyüne döndün diyelim,
tek elle sabanı kavrasan bile
Sarı öküz gün görmüştür,
Anlar işin iç yüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer...
Kim görecek kepenek altında eksiğini
kapılanırsın boğaz tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim
sol yanın sevdiğini.
Kızlarda emektar sazın gibi
Çifte kol ister saracak!
kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zilelinin gitti ayakları,
Yazıldı onun da raporu:
"ihmalden!"
Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu...
Hadi köyüne döndün diyelim,
tek elle sabanı kavrasan bile
Sarı öküz gün görmüştür,
Anlar işin iç yüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer...
Kim görecek kepenek altında eksiğini
kapılanırsın boğaz tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim
sol yanın sevdiğini.
Kızlarda emektar sazın gibi
Çifte kol ister saracak!
Rıfat
ILGAZ
Yukarıdaki
şiir, şairi ve şiirin içeriği göz önünde bulundurulduğunda Cumhuriyet
Dönemi’nde hangi şiir akımı doğrultusunda yazılmış olabilir? Bu akımın öne
çıkan beş önemli özelliğini yazınız.
Toplumcu şiirden alınmıştır. Bu tür şiirlerde:
Pragmatik, yani çıkarcı şiirdir.
Şiir tezlidir, savunulan bir görüş vardır
ve bu görüş kendini şiirde belli eder.
Şair, toplumun bir parçası olduğu için
şiirlerini toplumsal bir kaygı ile yazmalıdır.
Şair ancak toplum şiirleri yazarak
kendini geliştirebilir. Bireysellikten önce kolektiflik vardır.
Dilin harekete geçiren gücünden,
etkisinden yararlanılmıştır.
Söylev üslubundan yararlanılmıştır.
Geniş kitlelere hitap etmek, onları
harekete geçirmek için yazılmıştır.
Şiirde biçimden çok içeriğe önem
vermişler bu sebeple de ölçüsüz, kafiyesiz şiirler yazmışlardır.
Gelecekçilik (Fütürizm) akımından
etkilenmişlerdir
9. Aşağıdaki
tabloyu uygun ifadelerle doldurunuz.
ŞAİR
|
ESER
|
Ahmet
ARİF
|
Hasretinden Prangalar
Eskittim
|
Hasan
HÜSEYİN
|
Acıyı Bal Eyledik
|
Nazım
Hikmet
|
835 Satır
|
Hasan
İzzettin Dinamo
|
Karacaahmet Senfonisi
|
Rıfat
Ilgaz
|
Sınıf
|
10.
BU VATAN KİMİN?
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Orhan Şaik Gökyay
10.
Yukarıdaki şiirle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a) Şiirin
ahenk öğelerini tespit ediniz.
-ğr : tam kafiye -ında: redif
-r :yarım kafiye -enlerindir: redif
-ak: tam kafiye -larından :redif
b)
Nazım biçimi ne olabilir?
11’li hece ölçüsü kullanılması ve kafiye şemasının da koşma tipi kafiyeye uyması nedeniyle koşma
olabilir.
c) Cumhuriyet Dönemi’nde hangi şiir anlayışı
doğrultusunda yazılmış olabilir? Bu akımın öne çıkan beş önemli özelliğini
yazınız.
Milli Edebiyat anlayışı doğrultusunda
yazılmıştır. Bu dönem şiirlerinde:
*Milli motifler ve temalar işlenmiştir.
*Somut benzetmelere başvurulur.
*Milli nazım biçimleri kullanılmıştır.
*İçerik, biçimsel endişenin önüne
geçmiştir.
*Anlatım açıktır.
11.
Bedava
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Orhan Veli
|
AYNA
Ve gözüm eşyamda değil
Yoruldum maddemden Ta ki dünya bitti Köşk kurdum sakin oldum
Dehlizsiz ve tabakasız
Kör bir hayvan gibi Rızkına etiyle yanaşan Karanlık bir evdir gövdem
Güneşte asla karanlık yoktur dediler
Ve onlar yoluna cihet ettim vatan tuttum Büyük yeni bir hayat bildim Yeni yeni bildim yoksa ölüyordu bir şey Bir insan binası yıkılıyordu durmadan
Cahit ZARİFOĞLU
|
Yukarıda
verilen şiirler Cumhuriyet Dönemi’nde hangi şiir görüşlerine ait olabilir?
Yukarıdaki şiirleri de göz önünde bulundurarak özellikleri yönünden şiirleri
karşılaştırınız.
Bedava adlı şiir Garip şiirine, Ayna adlı
şiir ise metafizik anlayışı ön plana çıkaran şiir anlayışına örnek olabilir. Bu
iki şiir arasında farklar şöyle açıklanabilir:
*Bedava şiirinde mizahi bir üslup tercih
edilirken Ayna şiirinde sembolik bir dil tercih edilmiştir.
* Bedava şiirinde sokak ve gündelik
yaşamın izleri şiire hakimken Ayna şiirinde dini boyut şiire yansır.
*Bedava şiiri somut bir gerçeklikten
bahsederken Ayna şiiri soyut bir gerçeklikten bahseder.
*Bedava adlı şiirde toplumsal ve sosyal
eleştiri varken, Ayna adlı şiirde insanın özünü yitirmesi,materyalizme kayması
noktasında bir eleştiri vardır.
*Bedava adlı şiirde imgesel yoğunluk,
mecazi söyleyiş ve sanatsal dil yoktur. Ayna adlı şiirde ise imgesel ve
sanatsal bir söyleyiş söz konusudur.
*Bedava adlı şiir herkese seslenirken,
Ayna adlı şiir belli bir kültürel birikime sahip kişilere seslenmektedir.
12. Masa Da
Masaymış Ha
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip CANSEVER
Yukarıdaki
şiirle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a)
Şiirin içeriği ve şairi göz ününe alındığında Cumhuriyet Dönemi şiir
anlayışlarından hangisine ait olduğu söylenebilir?
Bu
akımın öne çıkan beş önemli özelliğini yazınız.
II.Yeni akımına ait bir şiirdir. Bu
şiirde:
*İdeolojik söyleme yer verilmez.
* Bilinçaltına yönelmişlerdir.
* Şiirin hikayeselleştirilmesine
karşıdır.
*İmgeye çok fazla önem verdiler.
*Aklın ve mantığın işleyişini şiirlerde
geri plana aldılar.
b)
Yukarıdaki şiir hangi edebi akım ile yazılmıştır? Bu edebi akımın şiirin
yazılmasında nasıl bir katkısı olmuştur?
Sürrüalizm edebi akımının etkisiyle
yazılmıştır. Sürrüalizmin aklı önemsemediği bilinmektedir. Yukarıdaki metinde de adamın masanın üzerine koydukları
arasında yer alan pencereinin ışığı, bisiklet ve çıkrık sesi, ekmeğin ve
havanın yumuşaklığı, aklında olup bitenleri, üç kere üçün ettiği dokuz tamamen
akıl dışıdır. Ayrıca sürrüalizm doğrultusunda yazılan eserlerde otomatik yazı
tekniği denilen ve düşünmeden yazmaya dayalı bir görüşün hakim olduğu
bilinmektedir. Bu durum yukarıdaki şiire de etki etmiştir.
13.Aşağıdaki tabloda yer alan eserlerin
şairlerini yazınız.
ŞAİR
|
ESER
|
CEMAL
SÜREYA
|
ÜVERCİNKA
|
İLHAN
BERK
|
GÜNEŞİ YAKANLARIN
SELAMI
|
EDİP
CANSEVER
|
YERÇEKİMLİ KARANFİL
|
ECE
AYHAN
|
BAKIŞSIZ BİR KEDİ
KARA
|
TURGUT
UYAR
|
DÜNYANIN EN GÜZEL
ARABİSTANI
|
14. Propaganda
Köleler gördüm, karavaşlar
hayaları burulmuş bir adamın ayaklarını yıkamaktalardı
artık kelimeleri kalmamış fiyatları sormaktan
saçları taranılmaktan usanmışlar
sinemalarda saklanıyor kışın
yaz olunca denizin yalayışlarına
kaldırımlarda demokrat
otobüslerde dindar
geceyi
saatlerine bakarak anlıyorlar
ve sabah
gökyüzünün karnını gerdiği zaman
dağların kokusundan fabrikalar
acıkınca
Köleler!
gözleri camekânlarda.
Silâhlar gördüm
namlusu akla çevrilmiş sahra topları
mürekkebin utandığını gördüm basılı kâğıtlarda
tetiğe basan parmaklarda çare yok, gördüm mürekkebi:
Çare yok, radyoları kapatsam
çare yok, secde etsem anılarıma
Köleler gördüm, karavaşlar
hayaları burulmuş bir adamın ayaklarını yıkamaktalardı
artık kelimeleri kalmamış fiyatları sormaktan
saçları taranılmaktan usanmışlar
sinemalarda saklanıyor kışın
yaz olunca denizin yalayışlarına
kaldırımlarda demokrat
otobüslerde dindar
geceyi
saatlerine bakarak anlıyorlar
ve sabah
gökyüzünün karnını gerdiği zaman
dağların kokusundan fabrikalar
acıkınca
Köleler!
gözleri camekânlarda.
Silâhlar gördüm
namlusu akla çevrilmiş sahra topları
mürekkebin utandığını gördüm basılı kâğıtlarda
tetiğe basan parmaklarda çare yok, gördüm mürekkebi:
Çare yok, radyoları kapatsam
çare yok, secde etsem anılarıma
( ...)
İsmet ÖZEL
Yukarıdaki
şiirle ilgili aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
a)Şiirin
içeriği ve şairi göz ününe alındığında Cumhuriyet Dönemi şiir anlayışlarından
hangisine ait olduğu söylenebilir?
Bu
akımın öne çıkan beş önemli özelliğini yazınız.
1960 sonrası toplumcu eğilimi sürdüren
şiire ait olduğu söylenebilir. Bu şiirlerde:
. Slogan üslubu kullanılmıştır.
.Şairler kendilerini toplumun sözcüsü
olarak görmüşlerdir.
. Toplumsal değişim,sınıf çatışmaları
tema olarak işlenmiştir.
* İdeolojik bir arka planı vardır.
*Direnme ve isyan, kavga şiire hakimdir.
*Geleceğe umutla bakma söz konusudur.
*Serbest nazım kullanmışlardır.
b)
Şiirde şairin yakındığı durumlar nelerdir?
“Artık kelimeleri kalmamış fiyatları
sormaktan” diyerek her şeyin maddeselleştiğini ve yeknesaklaştığından
yakınmaktadır.
“Saçları taranılmaktan usanmışlar.”
Diyerek insanların hep başkaları için güzel görünme çabası içinde olduğundan ve
sadece kalıba önem vermesinden yakınmaktadır.
“Sinemalarda saklanıyor kışın, yaz olunca
denizin yalayışlarına” diyerek insanların hep aynı davranışlarda bulunduğundan
ve bir robot gibi hareket ettiklerinden yakınmaktadır.
“Kaldırımlarda demokrat, otobüslerde
dindar.” diyerek belirli bir kimlik ya da kişiliğe sahip olmadıklarından
yakınmaktadır.
“Mürekkebin utandığını gördüm basılı
kâğıtlarda.” Diyerek basının ve matbuatın asıl görevinden ayrıldığından,
gerçekleri yazmadığından veya şahsiyetli eserler verilemediğinden
yakınmaktadır.
15.
15.
Evlat da babanın sözün tutmuyor
Açım diye çift sürmeye
gitmiyor
Uşaklar çoğaldı ekmek
yetmiyor
Başımıza belâ dölümüz
bizim
Zenginin sözüne beli
diyorlar
Fukara söylese deli
diyorlar
Zemane şeyhine velî
diyorlar
Gittikçe çoğalır
delimiz bizim
Aşık Serdari
Yukarıdaki
şiirle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a)
Ahenk öğelerini saptayınız.
t: yarım kafiye eli: zengin kafiye
mAyor: redif diyorlar:redif
b)
Ölçüsünü belirtiniz.
11’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
c)
Nazım biçimi ve türünü belirtiniz.
Koşma nazım biçimidir. Eleştirel bir şiir
olduğu için taşlama örneğidir.
16. Aşağıda cümlelerdeki anlam
olaylarını (deyim aktarması, kinaye, tariz,güzel adlandırma,
mecaz-mürsel,dolaylama, istiare, vb) bulunuz.
ü Ünlü krampon ayağının
tozuyla ilk röpotajını verdi. ..........mecaz-ı mürsel..........
ü Adana’da beyaz
altının hasadı yapılmaya başlandı.
.......Dolaylama.....................
ü
Ara Güler, 95
yaşında hakkın rahmetine kavuştu
........Güzel Adlandırma...............
ü
Toprağın
Habil’i kabul ettiği/Şüphesiz yüzünün
yumuşaklığından.
...............Kinaye................
ü
Yiğidim,aslanım
burada yatıyor.
.............İstiare.............
ü
Onun sıcak sesi hepimize umut olurdu.
........Deyim aktarması...................
ü
O kadar
başarılıydı ki yedi senede liseyi anca bitirebildi.
..............Tariz............
17.
Afrika’nın doğu kıyısı
açıklarında Anjuan, Büyük Komor ve Moheli adalarından oluşan Komorlar Birliği,
turistleri mavi bir mıknatıs gibi kıyılarına çekiyor. Uzaktaki Anjuan Adası
yeşilden ve kasabaların renkli lekelerinden ibaret görünürken cömert ve asil
denizden bir baharat kokusu geliyor. Adaya yaklaştıkça önce ekilebilir
arazileri ve ormanları, ardından da Mutsamudu Antik Kenti’nin; bazısı göğe
uzanan minarelere sahip, bazısı yıkık dökük, bazısı sağlam binalarını fark
etmeye başlıyoruz ve yüzümüze tatlı bir gülümseme yayılıyor.
Yukarıdaki
metinden yola çıkarak aşağıdaki tabloyu doldurunuz.
İnsandan
doğaya aktarma
|
cömert ve asil denizden
|
Benzetme
|
mavi bir mıknatıs gibi
|
Duyular
arası aktarım
|
tatlı bir gülümseme
|
Nitel
anlamlı sözcük
|
Yıkık
dökük,sağlam bina
|
Ad
Aktarması
|
yüzümüze
(ağız kastedilmiş)
|
.
Yorum Gönder